Alerjik Astım ve Kronik Bronşitte Ozon Tedavisi

Ozonun immünomodülatör özellikleri kronik bronşitin tedavisinde başarıyla kullanılabilir. Ozon terapi organizmanın viral- bakteriyel enfeksiyonlara karşı olan anti-infektif immün cevabın normalizasyonunu sağlar. Bu kronik bronşitte azalmış olan lokal ve genel immüniteyi artırır. Tedavinin sonucunda, bronşial içerik ve mukoza hücreleri ile periferik kanda T lenfositler ve T helper hücrelerin sayısında artış olur ki bu hücreler B lenfositlerin proliferasyonunu ve antikor oluşumunu uyarır. Kan serumunda lgA ve lgM seviyeleri yükselir, dolaşımdaki immünkompleksler artar ve fagosit nötrofiller aktive olur. Bronşial içerikteki sekretuar IgA miktarı normale döner.

Bronşial inflamasyonun düzelmesiyle, immün cevabın uygunluğunu gösteren supresif aktivitede artış meydana gelir.

Ozon terapi, farklı görünümlerde solunum yetmezliği ile karakterize olan obstruktif bronşit tedavisinde başarıyla kullanılabilir. Persistan bronşial obstrüksiyon sadece progresif solunum yetmezliğine neden olmaz aynı zamanda pulmoner hipertansiyon gelişimini de kolaylaştırır. Özellikle bu durum için ozonun vazodilatatör özellikleri faydalı olabilir. Kanın oksijen taşıma işlevinin, damar yoluyla ozon / oksijen gaz karışımının uygulanmasıyla artırılması ve dokulara bırakılan oksijen miktarının artması hipoksemi ve doku hipoksisinin ortadan kaldırılmasını sağlar.

Bronşiyal astımın modern tedavisindeki temel prensipler, viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, immün sistem, bronkokonstrüksiyon ve alerjik reaksiyonlar ile hipoksi üzerine yönelmiştir.

Ozon terapinin etkisi, patolojik durumlar üzerindeki çok yönlü etkisi ile gelişir. Bunlardan en başta geleni ise endotel hücrelerinde ozon etkisi ile üretilen nitröz oksit üzerinden düz kaslardaki dilatasyon etkisiyle bronşial spazmı çözmesidir.

Bronşial astmada, bronşial spazmın neden olduğu pulmoner yetmezlik ile her zaman ortaya çıkan doku hipoksisini ozonun ortadan kaldırması çok önemlidir. Oksijenin akciğerlerden kana taşınması, oksijenin dokulara bırakılmasının artışı, kanın akım özelliklerindeki iyileşme hipoksinin ortadan kalkmasını sağlar.

Oksijen desteğinin artması immün sisteminin normalizasyonuna neden olur. 

Ozonun immünolojik etki, sitokinlerin ( interferon, TNF, interlökinler) üretilmesini aktive etmesiyle ortaya çıkar. İnterlökinler hücresel ve hümoral immüniteyi aktive eder.

Ozonun immünolojik tesiri, sitokinlerin üretilmesini faaliyete geçirmesi ile meydana gelmektedir. hücresel İnterlökinler, hümoral immüniteyi aktive etmektediler.

Ozonun anti-viral ve anti-bakteriyel etkileri de çok önemlidir. Ozonun bakterileri öldürücü etkisi, vücudun yabancı antijenleri yok etmekte kulandığı kendi mekanizmalarına benzer.

Ozon anti- viral etkisini  virüs membranındaki polipeptid zincirlerini parçalayıp virüsün hücrelere tutunma özelliğini yok ederek gösterir. Ayrıca bir RNA zincirini ikiye ayırarak virüsün üreme siklusunu durdurur.

Tedavi 2-3 günde bir uygulanan 10-12 uygulamadan oluşur. Medikal ozonun bronşial astma tedavisinde kullanımı boğulma, dispne, yorgunluk ataklarının ortadan kaldırılmasında yardımcı olur. Ataksız  dönemin süresi uzar ve atakların şiddeti azalır,inhalasyon kortikosteroidlerin dozu azaltılabilir ( hastaların %65’inde yarı yarıya azalır)

Ozon terapi özellikle tıbbi tedavinin sınırlı kaldığı, aynı zamanda iskemik kalp hastalığı, hipertansiyon, kronik serebrovasküler hastalık, uzun süreli intoksikasyon, vücut savunma sisteminde zayıflık, antibiyotik tedavisinin düşük etkinliği, hastalığın sık alevlenmeleri durumunda endikedir. (P.V Strouchkov ve ark.,2000).